Bu aralar en çok aidiyet duygusunu hissettiğimi görüyorum. Bulunduğum ortamlardan yanımdaki insanlara, yaşadığım yerden verdiğim kararlara ya da okuduğum kitaptan giydiğim kıyafetlere…hepsine ait hissediyorum ve yapmak istediğim işler, birlikte yürümek istediğim insanlar tam olarak bu hissini sıkça yaşıyorum. Fakat bundan 2 yıl önceye baktığımda bunun tam zıddı hisleri yaşadığımı hatırlıyorum.
Düşünüyorum:
Yaptığım hangi doğru şey tersi yönde ilerlememi kolaylaştırdı?
Tıkanmışlık, sıkışmışlık hissini sıkça yaşıyorsan bu hisler sana kendin için doğru olmayan bir yerlerde olduğunun sinyalini veriyor olabilir. Bazen bazı korkular ve endişeler ya da eskiye duyulan özlem, yeniye alan açmanın önüne geçebiliyor. Alan açamamak ise ilerleyemiyormuş hissini veriyor.
Eskiye olan özlemi her ne kadar kişilere, yaşananlara özlem olarak algılasak da aslında orda yaşadığımız hislere tutunuyoruz. O ortamlarda olmazsak ya da o kişiler hayatımızdan çıkarsa hissettiklerimizi tekrar hissedemeyeceğimizi düşünebiliyoruz. Fakat o hisleri ve daha fazlasını daha derinden hissetmek ya da bambaşka bir yere yeniden ait hissetmek mümkün.
Aidiyet duygusuysa bir ağacın kök salmasına benziyor.
Yanlış yerlerde varolmaya çalıştıkça ya soluyorsun ya da cılız köklerinle keyif almadığın sadece yaşama tutunma mücadelesi verdiğin bir süreç yaşıyorsun.
Doğru topraklardaysan köklerin kuvvetli, yaprakların yemyeşil oluyor. Uzun soluklu mutluluk hayatına giriyor ve köklerinin gücü yaptığın her işi parlatabilmeni sağlıyor.
Kendin olarak var olduğunda, isteklerinin peşinden belirsizliğe güvenerek koşup gelen fırsatları gözardı edip kaybetmek yerine denemeye başladığında nereye daha ait olduğunu, nerde en çok mutlu olduğunu bulabiliyorsun.
Bazen kök salamam dediğin yerden çiçek açıyorsun, bazen de eskiden senin için verimli olan toprağın artık seni besleyemediğini görüyorsun ve çok normal mevsimler değişiyor diyerek devam edebiliyorsun 🙂
"Eskisi gibi olmayacak, o hissettiklerimi tekrar hissetmem mümkün değil ya da tekrar o kadar bana göre olanını bulamayacağım" gibi endişeler hayatındaysa bil ki sen bu düşüncelerden özgürleşip sonsuz olasılıklara yer açtığında çok daha ait hissettiğin şeylerle buluşacaksın.
Böyle zamanlarda, her şeyin bizim kontrolümüzde olmadığını hatırlamak ve akışa güvenip bize en güzelini getireceğine inanmak süreci hızlandıracaktır. Fırsatlar geldiğinde eskiye tutunup onların yanımızdan öylece geçip gitmesini izlemek yerine onları yaşamımıza dahil etmek yön değiştirmemizi sağlayacaktır.
Bu konunun daha derinlemesine konuşulduğu bir podcast bölümü dinlemek istersen Spotify ve Apple podcast üzerinden ulaşabileceğin Tamam mıyız? Podcastinin aidiyet bölümüne göz atabilirsin.
Aynı zamanda, kendin için doğru olanı bulmaya ve fırsatları deneyimleyebilmeye alan açtığın bu sürecin kolaylaşmasının yollardan birisi de yoga ve meditasyon egzersizlerini hayatına dahil etmek olabilir. Yoga bedeninde sıkışan duyguları özgürleştirmende, meditasyon ise köklerinin kuvvetlenmesinde sana yardımcı olacaktır.
Aidiyet, mutluluk gibi duyguların en tehlikeye açık olan tarafı alışveriş anları. Kendi vücudumuza daha ait hissetmek herhangi bir ürünle ya da bir kıyafetle mümkün değil. Ya da kendi vücudumuzda mutlu hissetmek için herhangi bir standarda göre hiçbir şeyi değiştirmek zorunda değiliz. Sadece bize iyi geleceğini düşündüğümüz kişisel adımları atabiliriz. Bunların farkında olarak kararlar verip alışveriş yapmak daha bilinçli olmanı sağlayacaktır.
Bambaşka alanlarında aidiyet duygusunu doya doya hissedebildiğimiz bir yaşam dileğiyle!
Seni ve yolcuğunu desteklemek için Team Birdiejay olarak hep yanındayız.
Sevgilerimle,
Çiğdem